Karadeniz mutfağı hala kendine özgü yapısını koruyan ender mutfaklardan biri. Çünkü burada, hemen hemen hiçbir mutfak kültüründen etkilenmeden, kendine özgü bir beslenme sistemi oluşmuş ve sofralar her gün geleneksel tatlar eksik olmadan kurulmaya devam ediyor.
Karadeniz Bölgesi’nde kıyı şeridi ile dağların diğer tarafında kalan karasal coğrafya mutfağı farklılık gösterir. Akdeniz kıyıları da Toros dağları ile kordon şeklinde kuşatılmıştır ama dağlar ile deniz arasında tarıma elverişli geniş araziler bulunur. Karadeniz’de tarım için elverişli düzlük alanlar yoktur. Dolayısıyla bölgede yerleşim ve hayat oldukça zor şartlar altında gerçekleşir. Öncelikle iklim, Akdeniz’deki gibi cömert değildir. Böyle zor şartlar altında yaşayan Karadeniz insanı zaman içinde diğer kıyı coğrafyaları ile kıyaslanamayacak bir mutfak kültürü yaratır.Karadeniz dünyanın en lezzetli balıklarına sahip. Birçok nehrin buraya dökülmesi sayesinde balıkların beslenmesine imkân veren plankton zenginliği oldukça yüksek. Karadeniz mutfağının simgelerinden biri de karalahana. Karalahana, lahana ailesinin 450 çeşidinden biri. Çorbasından kavurmasına ve dolmasına, Karadeniz mutfağında yoğun olarak kullanılan bir vazgeçilmez.
Bölge mutfağını diğerlerinden farklı kılan başka bir özellik ise sebze turşularından yapılan yemekler. Özellikle fasulye turşusunun tuzu alındıktan sonra kavurması ve diplesi çok yoğun olarak pişirilir. Burada turşu bir anlamda sebzeyi muhafaza etmek için de kullanılır.
Mısır, Karadeniz mutfağında pek çok şekilde kullanılır. Tarıma elverişli olmayan tepeliklerde yaşayan halk, mısırı bahçelerinde yetiştirerek taze, kurutulmuş, haşlanmış veya öğütülmüş olarak değerlendirir, dönüştürür.
Karadenizliler tereyağı, peynir çeşitleri ve kavurma da üretir. Özellikle muhlama ve kuymak denilen peynir eritmesi, yöre halkının yaratıcılığını sergiler. Muhlama dünya mutfaklarında en az fondue kadar ilgi uyandıracak bir lezzettir.